Nesli tehlikede olan türlerin kırmızı listesi

-
Aa
+
a
a
a

Dünya Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan ve nesli tehlikede olan türlerin yer aldığı kırmızı liste güncellendi.

Fotoğraf: Doğa Derneği
Gezegenin Geleceği: 01 Ocak 2024
 

Gezegenin Geleceği: 01 Ocak 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Dünya Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan ve nesli tehlikede olan türlerin yer aldığı kırmızı liste güncellendi. Yapılan çalışma sonucunda, Türkiye’den iki önemli tür olan Akdeniz foku (Monachus monachus) ve toyun (Otis tarda) tehdit durumu değişti. Uzmanlar, her iki tür için yapılan koruma çalışmalarının artırılması gerektiğini söylüyor. Akdeniz fokları, 20. yüzyılın başlarına kadar geniş bir coğrafyada dağılım gösteriyordu. İnsan baskısı ve yaşam alanlarının yok olması nedeniyle yok olma eşiğine gelmişti. Yapılan koruma çalışmalarıyla günümüzde ergin sayıları 444 ila 600 ve gençlerle birlikte toplam yaklaşık 900 bireye ulaştı. Bir önceki dönemde Akdeniz fokları dünya çapında ‘Tehlike Altında (EN)’ ve ‘Akdeniz’de Bölgesel Kritik Derecede Tehlike Altında (CR)’ kategorisinde yer alıyordu. Gerek doğu Atlantik, gerekse doğu Akdeniz bölgesinde gerçekleştirilen koruma ve araştırma çalışmaları sonucunda Yunanistan ve Moritanya popülasyonlarda görülen gözle görülür büyümeler küresel nüfusa da yansıdı ve toplamda bir artış gösterdi. Haziran 2023’de yapılan son IUCN komite değerlendirmesi ile bu nadir memeli türünün kategorisi ‘Hassas (VU)’ olarak güncellendi.

Gıda Krizi Raporu yayınlandı

Buğday Derneği'nin yayınladığı Gıda Krizi Raporu; tohumdan tarlaya, tarladan tabağımıza kadar uzanan zincirde, gıda ve beslenmenin gizli maliyetlerini gözler önüne seriyor. Krizle başa çıkabilmek için, Türkiye'de ve dünyada yapılmış bilimsel araştırmalar ve denenmiş çözümleri ortaya koyuyor. Toprağa, suya hakim olmaya çalışmanın ve onları yaşayan birer ‘varlık’ olarak değil, insana hizmet eden ‘kaynak’ olarak görmenin yol açtığı yıkıcı sonuçlar ortada. Doğadan sürekli almaya yönelik eylemlerimizin ekolojik ve ekonomik olarak sürdürülemediği, bu açgözlülüğün kısır bir döngüye dönüşerek insanlığı felaketlere sürüklediği de aşikâr. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin hem gıda krizine neden olan sorunları net bir biçimde ortaya koymak, hem de çözüm yolları önermek üzere hazırladığı Gıda Krizi Raporu, iki bölümden oluşuyor: ‘Gizli Maliyetler ile Çözüm’ ve ‘Bütüne Bakmak ve Maliyetleri Azaltmak’. Raporun ilk bölümü, ‘sorunu doğru ortaya koymak, çözümün de belirmesini sağlar’ görüşünden hareketle, gıda sisteminde yaşanan sorunların dört temel nedenine dikkat çekiyor; birincisi, gıda paylaşımındaki adaletsizlik. 2017’de ortalama et tüketimi ABD’li bir kişi için 124 kilo, bir Avrupalı için 80 kilo, Türkiyeli için 40 kilo, bir Nijeryalı için 10 kilo civarındaydı. İkinci neden, gıda israfı. Üçüncü neden, gıda olarak sunulan ürünlerin besleyici özelliğini yitirmiş olması. Tarımda kullanılan sentetik kimyasallar ve katkı maddeleri yiyeceklerdeki besleyicilik özelliğini geri plana iterken yetersiz beslenme kaynaklı sağlık sorunlarına neden oluyor. Dördünce neden olarak savaşlar, çatışmalar, iklim değişikliği, salgın hastalıklar ve yanlış politikalar sonucu yaşanan üretim kayıpları ve gıda enflasyonu da eklenince gıda krizinin çözümü güçleşiyor. Öte yandan rapor, gıdanın gizli maliyetlerine de dikkat çekiyor ve bu gizli maliyet hesabını yapmadığımız sürece ödediğimiz bedeller giderek artacağına işaret ediyor. Gıdanın maliyeti, gıdanın üretiminden tüketimine kadar olan süreçteki ham madde, enerji, lojistik, tanıtım, emek vs. gibi parasal değer biçilmiş bedellerle birlikte ekolojik, sosyal ve sağlık için ödenen bedelleri de kapsıyor.

Muğla Su İnisiyatifi kuruldu

8 Kasım 2023 tarihinde Muğla genelinde 72 örgütün Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) önünde ortak yaptıkları basın açıklaması ile başlayan süreçte Muğla Su İnisiyatifi kuruldu. Geçtiğimiz yaz Bodrum yarımadasında yaşanan şiddetli susuzluk sonrasında sivil toplum kuruluşları harekete geçmişti. Yaşanan susuzluğun gerekçesi olarak DSİ’nin termik santralleri işleten şirketlerle yaptığı su tahsisi protokolleri gösterilmişti. DSİ Muğla 213. Şube Müdürlüğü önünde toplanan sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlar, DSİ’nin Su Tahsisi Yönetmeliğine göre öncelikle halkın içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarını karşılaması gerekirken baraj ve yeraltı sularını termik santrallere tahsis etmesini protesto etmiş ve bir basın açıklaması yapmışlardı. Açıklamada, Bodrum’un ihtiyacı olan su miktarının iki katından fazlasını kullanan termik santrallerin kapatılması talep edilmişti. Yapılan açıklamada ayrıca DSİ’ye protokolleri iptal etmesi çağrısı yapılmış ve 456 yurttaş aynı taleple kuruma dilekçe vermişti. Eyleme katılan örgütler Muğla genelinde su hakkına el konulmasına karşı tüm boyutları ile mücadele kararı almışlar ve örgütlenme çalışmalarına başlamışlardı. Örgütlenme çalışmaları tamamlandıktan sonra 28. Aralık 2023 tarihli bir kuruluş bildirgesi yayımlandı.

Çevreyi kirletenlere uygulanacak idari para cezaları belirlendi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2024’de çevreyi kirletenlere uygulanacak idari para cezaları belirlendi. Buna göre kanuna aykırı davranan kişi ve kuruluşlara 2024 yılında kesilecek para cezaları, yeniden değerleme oranı olan %58,46 artırıldı. 1 Ocak’tan itibaren egzoz gazı emisyon ölçümü yaptırmayan motorlu taşıt sahipleri, 9 bin 943 lira; aynı aracın yönetmeliklerle belirlenen standartlara aykırı emisyona neden olması durumunda ise 19 bin 897 lira ceza ödeyecek. Ayrıca belge olmadan emisyon ölçümü yapanlar, belgelerde tahrifat yapanlar ve sahte belge düzenleyenlere 79 bin 611 lira cezalandırılacak.